a favorable circumstance or occasion

listen to the pronunciation of a favorable circumstance or occasion
İngilizce - Türkçe

a favorable circumstance or occasion teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

opportunity
fırsat

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın. - You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.

opportunity
olanak
opportunity
{i} fırsat, elverişli durum
opportunity
uygun zaman
opportunity
münasebet
opportunity
elverişli zaman
opportunity
firsat çıkmak
opportunity
{i} şans

Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır. - There is no security on this earth; there is only opportunity.

Sami şans aramak için Kanada'ya gitti. - Sami went to Canada, looking for opportunity.

opportunity
{i} uygun durum
İngilizce - İngilizce
opportunity
a favorable circumstance or occasion

    Heceleme

    a fa·vor·a·ble cir·cum·stance or oc·ca·sion

    Türkçe nasıl söylenir

    ı feyvrıbıl sırkımstäns ır ıkeyjın

    Telaffuz

    /ə ˈfāvrəbəl ˈsərkəmˌstans ər əˈkāᴢʜən/ /ə ˈfeɪvrəbəl ˈsɜrkəmˌstæns ɜr əˈkeɪʒən/