O, yünlü bir kazak giyiyor.
- She is wearing a woolen sweater.
O, yünlü bir kazak giyer.
- She wears a woolen sweater.
O bir yün kazak giyer.
- He wears a woolen sweater.
Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
- I'm looking for a warm, woolen skirt.
Koyun bize yün verir.
- Sheep provide us with wool.
Bay Brown bir yün tüccarıdır.
- Mr. Brown is a wool merchant.
Bu kazak saf yünden yapılmış.
- This sweater is made of pure wool.