Tom'un beyzbol eldiveni şifoniyerdeydi.
- Tom's baseball glove was on the dresser.
Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
Tom Mary'nin şifonyerini taşımasına yardım etti.
- Tom helped Mary move the dresser.