Çok sayıda ekonomist, o gerçekten habersiz.
- Many economists are ignorant of that fact.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor.
- The fact proves his honesty.
Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin.
- Wait until all the facts in the case are known.
O kitap, olgusal hatalarla doludur.
- That book is full of factual errors.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Başka insanları ikna etmek için gerekli olan bilgileri yazın.
- Write down the facts needed to convince other people.