a document or book that offers information or instruction; guidebook

listen to the pronunciation of a document or book that offers information or instruction; guidebook
İngilizce - Türkçe

a document or book that offers information or instruction; guidebook teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

guide
{f} rehberlik etmek

Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim. - I went with them so that I could guide them around Nagasaki.

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler. - Gods came down on earth to guide humanity to its end.

guide
{i} rehber

Bir sonraki rehberli tur saat kaçta? - When is the next guided tour?

Arkadaşım rehberimiz olacak. - My friend will be our guide.

guide
tırnak
guide
{f} yönlendirmek
guide
{f} götürmek
guide
kılavuzluk etmek
guide
{f} rehberlik et

Öğretmenim kariyer seçiminde bana rehberlik etti. - My teacher guided me in the choice of a career.

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler. - Gods came down on earth to guide humanity to its end.

guide
{i} kılavuz

Kılavuza göre bu çevredeki en iyi restoran burası. - According to the guidebook, this is the best restaurant around here.

Kılavuz mümkün olduğu kadar erken işe koyulsak iyi olur dedi. - The guide said that we had better set out as soon as possible.

guide
{i} model
guide
işaret etmek
guide
{f} sevketmek
guide
(Tıp) Oluklu sonda
guide
{i} rehber kitabı, rehber
guide
{i} örnek
guide
{f} öncülük etmek
guide
{i} danışman
guide
{f} yönetmek, idare etmek
guide
(Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
İngilizce - İngilizce
guide
a document or book that offers information or instruction; guidebook