Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
- He died soon after he received the documents.
O en önemli dökümanları imzalar.
- He signs the most important documents.
Burada ki tek problem, bu dökümanların çevirecek birilerinin olmaması.
- The only problem here is that there isn't anybody to translate these documents.
İstediğin evrakları masana koydum.
- I put the documents you requested on your desk.
Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde.
- The new document system is worth $4,000.
Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
- I had no alternative but to document the war crimes.
Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
- My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.
- Tom has a bright career as a medical doctor.
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Lütfen belgeleri bu odadan çıkarma.
- Please don't take the documents out of this room.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
A ship should be documented according to the directions of law.
He documented each step of the process as he did it, which was good when the investigation occurred.
... document them, and bring the perpetrators to justice. ...