İngilizce - Türkçe
a diversion or deviation from one's original route teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- detour
- dolambaçlı yoldan gitmek
- detour
- varyant yol
- detour
- (Askeri) tali yol
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
-He took a detour to avoid the heavy traffic.
- detour
- dolambaçlı yoldan gitmek ya da göndermek
- detour
- dolambaçlı yol
Dolambaçlı yoldan gitmeliyiz.
-We need to make a slight detour.
Hedefe ulaşmak için bir dolambaçlı yoldan gidin!
-Take a detour to reach the goal!
- detour
- dolambaçlı yoldan gitmek veya göndermek
- detour
- çevre yol
Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı.
-Tom had to take a detour.
- detour
- sapa, dolambaçlı yol, geçici yol
- detour
- {i} sapak
- detour
- (isim) dolambaçlı yol; servis yolu; sapak, sapma
- detour
- {i} varyant (yol)
- detour
- {f} sapmak
- detour
- {f} varyanttan gitmek
- detour
- make a detour dolambaçlı yoldan gitmek
- detour
- {f} saptırmak
- detour
- {i} servis yolu
Orada hiç servis yolu var mı?
-Are there any detours up ahead?
- detour
- {f} servis yolundan vermek (trafik)
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a diversion or deviation from one's original route teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- detour
On the third day I made a detour westward to avoid the country of the Band-lu, as I did not care to be detained by a meeting with To-jo.
- A diversion or deviation from ones original route
- detour
İlgili Terimler
a diversion or deviation from one's original route
Heceleme
a di·ver·sion or de·vi·a·tion from one's o·rig·i·nal routeTürkçe nasıl söylenir
ı dayvırjın ır divieyşın fırm wʌnz ırîcınıl rautTelaffuz
/ə dīˈvərᴢʜən ər ˌdēvēˈāsʜən fərm ˈwənz ərˈəʤənəl ˈrout/ /ə daɪˈvɜrʒən ɜr ˌdiːviːˈeɪʃən fɜrm ˈwʌnz ɜrˈɪʤənəl ˈraʊt/
Resimler
Favoriler