a discourse on a subject, a reprimand

listen to the pronunciation of a discourse on a subject, a reprimand
İngilizce - Türkçe

a discourse on a subject, a reprimand teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lecture
{f} ders anlatmak

Bana ders anlatmak zorunda değilsin. - You don't have to lecture me.

lecture
konferans vermek
lecture
{i} ders

Çok az sayıda kişi derse geldi. - Few people came to the lecture.

Onun dersleri korkunç sıkıcı. - His lectures are terribly boring.

lecture
fırça atmak
lecture
{f} ders ver

Bilimci evrenin yapısı üzerine bir ders verdi. - The scientist gave a lecture on the structure of the universe.

Ben edebiyat üzerine ders vereceğim. - I will lecture on literature.

lecture
paylama
lecture
azarlamak
lecture
ders vermek
lecture
(birdemde) ders
lecture
niversitede ders vermek
lecture
(isim) konferans, ders, uzun öğüt, uyarı, azar
lecture
okutman

Okutman döndüğünde o gizlice sınıftan kaçtı. - When the lecturer turned round, he sneaked out of the classroom.

Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz? - Don't you just hate unorganized lecturers?

lecture
{i} (üniversitede) ders
lecture
{i} konferans, konuşma
lecture
belirli bir konu üzerine konuşma
lecture
tekdir etmek azarlamak
lecture
lecture shipokutmanlık
lecture
umumi ders
lecture
paylama/konferans
İngilizce - İngilizce
{n} lecture
a discourse on a subject, a reprimand