a device for forcing juice out of fruit pulp

listen to the pronunciation of a device for forcing juice out of fruit pulp
İngilizce - Türkçe

a device for forcing juice out of fruit pulp teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

press
bastırmak
press
sıkıp suyunu çıkarmak
press
yazılı basın
press
basın yayın
press
(Otomotiv) kalıp
press
çabuklaştırmak
press
{f} bas

O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır. - He has to have his blood pressure taken every day.

Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas. - Please put a cassette in the VCR and press the record button.

press
makine

Makineyi çalıştırmak için bu butona basın. - Press this button to start the machine.

press
bası

Kan basıncı sabitlenemez. - The blood pressure can't be determined.

O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır. - He has to have his blood pressure taken every day.

press
toplanmak
press
basım
press
{i} basın

Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu. - The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.

Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır. - The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.

press
bahriye hizmetine zorlamak
press
{i} basın, medya
press
{f} bastır

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı. - She pressed her lips firmly together.

Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı. - Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in the next room.

press
press baskı yap/bastır
press
{i} sıkacak
press
{i} matbaa makinesi
press
{i} zorla askere alma
İngilizce - İngilizce
press
a device for forcing juice out of fruit pulp

    Heceleme

    a de·vice for forc·ing juice out of fruit pulp

    Türkçe nasıl söylenir

    ı dîvays fôr fôrsîng cus aut ıv frut pʌlp

    Telaffuz

    /ə dəˈvīs ˈfôr ˈfôrsəɴɢ ˈʤo͞os ˈout əv ˈfro͞ot ˈpəlp/ /ə dɪˈvaɪs ˈfɔːr ˈfɔːrsɪŋ ˈʤuːs ˈaʊt əv ˈfruːt ˈpʌlp/