O, John'u vekili olarak hareket etmesi için atadı.
- He appointed John to act as his deputy.
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Ben uzaktayken o benim yardımcım olacak.
- He will be my deputy while I am away.
Tom Jackson müdür yardımcısıdır.
- Tom Jackson is the deputy director.
Dan emekli şerif yardımcısıdır.
- Dan is a retired deputy sheriff.
Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü.
- The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys.
Başkan yardımcısı olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as deputy president.
At today's meeting, Deputy Ryan will speak on local issues.
... threat, but at least against script kiddies or griefers or just your garden variety deputy ...
... He's a deputy executive secretary of National Science ...