a defect in a crystal caused by the absence of an atom in a lattice

listen to the pronunciation of a defect in a crystal caused by the absence of an atom in a lattice
İngilizce - Türkçe

a defect in a crystal caused by the absence of an atom in a lattice teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vacancy
{i} boşluk

İstifası kabinede boşluk bıraktı. - His resignation left a vacancy in the cabinet.

vacancy
boş yer
vacancy
{i} boş olan memuriyet v.b.; boş/açık kadro
vacancy
{i} açık kontenjan
vacancy
(İnşaat) boş köşe
vacancy
boş pozisyon
vacancy
(Politika, Siyaset) münhal yer
vacancy
(İnşaat) atom boşluğu
vacancy
boş

Özgeçmişini bana getir. Sana ofisimde bir boş kadro olduğunu söyledim. - Bring me your resume. I told you there's a vacancy at my office.

İstifası kabinede boşluk bıraktı. - His resignation left a vacancy in the cabinet.

vacancy
açık kadro
vacancy
boş olan memuriyet vb
vacancy
(konakçı/pansiyon/vb.) boş oda
vacancy
{i} tembellik
vacancy
(Askeri) MÜNHAL, BOŞ: Kadroda fiilen mevcut olmakla beraber, ya henüz kimsenin atanmamış olması ya da atanması gereken daha küçük rütbeli bir subay veya astsubayın bulunması sebebiyle, henüz boş olan vazife yeri veya makam
vacancy
{i} boş oda
vacancy
{i} işsizlik
vacancy
{i} dalgınlık
vacancy
(isim) boşluk, boş yer, boş oda, açıklık, açık kontenjan, dalgınlık, akılsızlık, bön bön bakış, işsizlik, tembellik
vacancy
{i} açıklık
İngilizce - İngilizce
vacancy
a defect in a crystal caused by the absence of an atom in a lattice

    Heceleme

    a de·fect in a Crys·tal caused by the ab·sence of an at·om in a lat·tice

    Türkçe nasıl söylenir

    ı dîfekt în ı krîstıl kôzd bay dhi äbsıns ıv ın ätım în ı lätıs

    Telaffuz

    /ə dəˈfekt ən ə ˈkrəstəl ˈkôzd ˈbī ᴛʜē ˈabsəns əv ən ˈatəm ən ə ˈlatəs/ /ə dɪˈfɛkt ɪn ə ˈkrɪstəl ˈkɔːzd ˈbaɪ ðiː ˈæbsəns əv ən ˈætəm ɪn ə ˈlætəs/