a data type, introduced in erlang 4 4, which represent functional objects

listen to the pronunciation of a data type, introduced in erlang 4 4, which represent functional objects
İngilizce - Türkçe

a data type, introduced in erlang 4 4, which represent functional objects teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fun
{i} eğlenme

Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti. - The young couple went to Kyoto for fun.

Biz çok fazla eğlenmedik. - We didn't have much fun.

fun
eğlence

O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi. - He learnt the periodic table by heart just for fun.

Müzik dinlemek çok eğlenceli. - It is a lot of fun to listen to music.

fun
eğlenmek

Tom sadece eğlenmek istiyor. - Tom just wants to have fun.

Sadece eğlenmek istiyor. - He just wants to have fun.

fun
f s eğlence
fun
eğlendirici
fun
neşe

O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi. - He amused us with a funny story.

fun
eğlenceli

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli. - Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

Motosiklete binmek eğlencelidir. - It's fun to ride a motorcycle.

fun
şaka etmek
fun
oyunculuk
fun
zevk

Jane ile birlikte olmak zevkli. - Jane is fun to be with.

Sadece zevk için okula gelmeyin. - Don't come to school just for fun.

fun
{i} alay

Tom'la alay etmemelisin. - You shouldn't make fun of Tom.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir. - A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.

fun
{i} şaka

Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu. - Tom didn't think Mary's joke was funny at all.

Şakadan böyle bir şey yapmayın. - Don't do such a thing in fun.

fun
{f} k.dili. şaka etmek
fun
hoş for fun işin içine para katmadan şaka ol sun diye in fun şakadan
fun
latife olarak Like funl Yok canıml make fun of
fun
k dili eğlendirici
İngilizce - İngilizce
fun