Onun küçük bir çerçevesi vardır.
- He has a small frame.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
- These are two pictures with a nice frame.
Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
- I was dwarfed by his gigantic frame.
Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
- The building will be made of concrete on a steel framework.
In this frame, it's easy to ask the question that the investigators missed.