Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a consecutive series of pictures that constitutes a unit of action in a film

listen to the pronunciation of a consecutive series of pictures that constitutes a unit of action in a film
İngilizce - Türkçe

a consecutive series of pictures that constitutes a unit of action in a film teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

scene
{i} sahne

Korkunç sahne onu korku içinde titretti. - The terrible scene made him tremble in fear.

Korkunç sahne onu ürpertti. - The terrible scene made him shudder.

scene
{i} olay yeri

Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı. - The scene of the car accident was a horrifying sight.

Kaza hakkında beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine ne kadar çabuk varmalarıydı. - What surprised me most about that accident is how fast the lawyers arrived on the scene.

scene
manzara

Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü. - The scenery carried me back to my younger days.

Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu. - The scenery was beyond description.

scene
{i} sahne, manzara, görünüm, görüntü: The picture depicts a
scene
hadise
scene
{i} mizansen
scene
görünüm
scene
keste
scene
rezalet

Herkesin önünde rezalet çıkarmayın. - Don't make a scene in public.

Sami, Leyla'nın düğününde bir rezalete neden oldu. - Sami caused a scene at Layla's wedding.

scene
heyecan

Bu heyecanlandırıcı bir sahne. - That's a heartwarming scene.

scene
{i} olay

Olay yerini detaylı olarak tanımladı. - She described the scene in detail.

Kaza hakkında beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine ne kadar çabuk varmalarıydı. - What surprised me most about that accident is how fast the lawyers arrived on the scene.

scene
{i} dekor

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

scene
{i} sahne dekoru

Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim. - I could really use a change in scenery!

Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm. - I figured a change of scenery might do us good.

scene
{i} faaliyet alanı
İngilizce - İngilizce
scene
shot
a consecutive series of pictures that constitutes a unit of action in a film

    Heceleme

    a con·se·cu·tive se·ries of pictures that constitutes a Unit of ac·tion in a film

    Türkçe nasıl söylenir

    ı kınsekyıtîv sîriz ıv pîkçırz dhıt känstıtuts ı yunıt ıv äkşın în ı fîlm

    Telaffuz

    /ə kənˈsekyətəv ˈsərēz əv ˈpəkʧərz ᴛʜət ˈkänstəˌto͞ots ə ˈyo͞onət əv ˈaksʜən ən ə ˈfəlm/ /ə kənˈsɛkjətɪv ˈsɪriːz əv ˈpɪkʧɜrz ðət ˈkɑːnstəˌtuːts ə ˈjuːnət əv ˈækʃən ɪn ə ˈfɪlm/