a computer language used for generating errors

listen to the pronunciation of a computer language used for generating errors
İngilizce - Türkçe

a computer language used for generating errors teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

basic
esas

Fizik esas doğa bilimidir. - Physics is the basic physical science.

Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır. - Mathematics is basic to all sciences.

basic
{s} temel

Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor. - Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.

Temel etiketleri sırayla öğrenelim. - Let's learn the basic tags in order.

basic
ana

Dan temel anatomi derslerine bile girmedi. - Dan didn't even take basic anatomy classes.

basic
basıc
basic
{s} basit

Bu aslında oldukça basit. - It's basically quite simple.

Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir. - Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.

basic
basic
basic
acemi basic English ingilizce oğretiminde kullamlan kelime bilgisi sınırlı basit ingilizce basic slag çelik imalatında elde edilen fosfatlı bir cins gübre
basic
(İnşaat) esas, temel, prensip
basic
(sıfat) basit, esas, temel, ana, bazal, silisli
basic
bazik
basic
{s} kim. bazal
basic
esasmda
basic
{s} bazal
basic
(Askeri) ACEMİ ER: Ayrıca bakınız: "recruit" ve "filler personel"
basic
esas teşkil eden
İngilizce - İngilizce
basic
A computer language
language
a computer language
natural language
a computer language used for generating errors

    Heceleme

    a com·put·er lan·guage used for gen·er·at·ing errors

    Türkçe nasıl söylenir

    ı kımpyutır länggwıc yuzd fôr cenıreytîng erırz

    Telaffuz

    /ə kəmˈpyo͞otər ˈlaɴɢgwəʤ ˈyo͞ozd ˈfôr ˈʤenərˌātəɴɢ ˈerərz/ /ə kəmˈpjuːtɜr ˈlæŋɡwəʤ ˈjuːzd ˈfɔːr ˈʤɛnɜrˌeɪtɪŋ ˈɛrɜrz/