a community gathering to celebrate and exhibit local achievements

listen to the pronunciation of a community gathering to celebrate and exhibit local achievements
İngilizce - Türkçe

a community gathering to celebrate and exhibit local achievements teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fair
{i} panayır
fair
{s} adil

Aşkta ve savaşta her şey adildir. - All's fair in love and war.

Onlar da başkalarına adil olmalıdır. - They should also be fair to others.

fair
{i} festival
fair
{i} lunapark (gezici)
fair
pak
fair
{s} güzel, açık ve güneşli (hava)
fair
pazar
fair
şöyle böyle
fair
{s} makul

Adil ve makul olmadığından dolayı önerinizi kabul edemem. - I can't agree to your proposal on the ground that it is not fair and reasonable.

O oldukça makul bir fiyat. - That's a fairly reasonable price.

fair
saf
fair
{f} doğrulukla
fair
net
fair
{s} iyi

O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur. - He speaks English fairly well.

Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı. - Tom did fairly well on the test he took yesterday.

fair
eşit

Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm. - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.

fair
güz

Yaşam adil değil ama hala güzel. - Life isn't fair, but it's still good.

Yağmurdan sonra, güzel hava. - After the rain, fair weather.

fair
{s} çok

Yaklaşık üç yıl süren yoğun çalışmadan sonra Tom Fransızcada çok akıcı oldu. - Tom became fairly fluent in French after about three years of intense study.

Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam. - I can read Chinese fairly well, but I can't write it very well.

fair
{s} beyaz tenli
fair
harfi harfine
fair
{s} adaletli, adil
İngilizce - İngilizce
fair
a community gathering to celebrate and exhibit local achievements

    Heceleme

    a com·mu·ni·ty gath·er·ing to cel·e·brate and ex·hib·it lo·cal achievements

    Türkçe nasıl söylenir

    ı kımyunıti gädhırîng tı selıbreyt ınd îgzîbît lōkıl ıçivmınts

    Telaffuz

    /ə kəˈmyo͞onətē ˈgaᴛʜərəɴɢ tə ˈseləˌbrāt ənd əgˈzəbət ˈlōkəl əˈʧēvmənts/ /ə kəˈmjuːnətiː ˈɡæðɜrɪŋ tə ˈsɛləˌbreɪt ənd ɪɡˈzɪbɪt ˈloʊkəl əˈʧiːvmənts/