Tom tabutun içine baktı.
- Tom looked into the coffin.
Bu gece, bir tabut bizim düğün yatağımız olacak.
- Tonight, a coffin will be our wedding bed.
Tom göğüsünde keskin bir ağrı hissetti.
- Tom felt a sharp pain in his chest.
Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu.
- He was suddenly struck with chest pain.
Tom kumda gömülü bir sandık buldu.
- Tom found a chest buried in the sand.
İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi.
- He brought a chest, in which there were very valuable goods.
Alet kutusunda bir eğen var mı?
- Do you have a file in the tool chest?
I expected the man to show up any minute with his tape measure to outfit me with a wooden kimono.