On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Sahile inmek için hâlâ çok soğuk.
- It's still too cold to go down to the shore.
Sahilde güzel bir kabuk buldum.
- I found a beautiful shell on the shore.
Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
- Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.