Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez.
- Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.
Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
- The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Bagajımı talep ettim.
- I claimed my baggage.
Bagajımı talep ettim.
- I claimed my baggage.
Baskıya direnin, özgürlüğünüzü talep edin.
- Fight oppression, claim your freedom.
Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
- Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
Tom zengin bir aileden geldiğini iddia etti.
- Tom claimed that he came from a rich family.
Ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair tüketicilerden çok sayıda şikâyetler gelmektedir.
- There have been a lot of complaints from consumers that our products don't last as long as we claim.
Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum.
- She claims that she knows nothing about him, but I don't believe her.
O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.
- She claims that she knows nothing about him.
Seyirci, performansları için oyuncuları alkışladı.
- The audience acclaimed the actors for their performance.
Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.
- The player was acclaimed by the fans.
Belediye başkanının konuşması çok beğeni ile karşılandı.
- The mayor's speech was received with much acclaim.
... Apparently in 2010, one could claim [INAUDIBLE] ...
... could claim to be an underdog. ...