Bu film gerçekten ebedi bir başyapıt.
- This movie is indeed a timeless masterpiece.
Onlar Avrupa sanatının başyapıtlarıdırlar.
- They are masterpieces of European art.
Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
- Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
Bu senfoni gerçek bir şaheser.
- This symphony is a real masterpiece.
Bu resmi bir sanat eseri olduğu için değil ama cazibesi olduğundan dolayı beğeniyorum.
- I like this picture, not because it is a masterpiece, but because it has charm.
Bu resme onu gördüğüm anda aşık oldum. O bir sanat eseri.
- I was in love with this picture the moment I saw it. It's a masterpiece.