Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Tren on beş vagondan oluşuyor.
- The train is made up of fifteen cars.
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
- He has a Japanese car.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
- They're taking the freight out of the train car.
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.