a central depository where things can be left or picked up

listen to the pronunciation of a central depository where things can be left or picked up
İngilizce - Türkçe

a central depository where things can be left or picked up teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

drop
{f} düşürmek
drop
düşüş

Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu. - There was a drop in temperature after the rain.

Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin. - You could have heard a pin drop.

drop
{f} görüşmemek
drop
{i} az miktar
drop
{f} ilişkisini kesmek
drop
bomba atmak
drop
(Bilgisayar) bırak

Lütfen beni istasyona bırak. - Please drop me off at the station.

Tom turnuvayı bıraktı. - Tom dropped out of the tournament.

drop
(Havacılık) atlama
drop
içki

Bir içki için uğrayalım. - Let's drop in for a drink.

drop
{i} damla: a drop of water su damlası; bir damla su. Would you like a drop of brandy? Bir konyak ister misiniz?
drop
durdurmak
drop
Düşür / İptal et /Bırak (fare)
drop
{f} tutulmak
drop
{f} kesmek
drop
{f} damlamak
drop
pano
drop
küç
drop
{f} alçalmak
drop
(Tekstil) 1. damla 2. damlamak
İngilizce - İngilizce
drop
a central depository where things can be left or picked up

    Heceleme

    a cen·tral de·pos·i·to·ry where things Can be left or picked up

    Türkçe nasıl söylenir

    ı sentrıl dîpäzıtôri hwer thîngz kın bi left ır pîkt ʌp

    Telaffuz

    /ə ˈsentrəl dəˈpäzəˌtôrē ˈhwer ˈᴛʜəɴɢz kən bē ˈleft ər ˈpəkt ˈəp/ /ə ˈsɛntrəl dɪˈpɑːzəˌtɔːriː ˈhwɛr ˈθɪŋz kən biː ˈlɛft ɜr ˈpɪkt ˈʌp/