Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
- They drove wagons and carried supplies.
Tren on beş vagondan oluşuyor.
- The train is made up of fifteen cars.
Bu otomobil bir çöp yığını.
- This car is a pile of rubbish.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
- They're taking the freight out of the train car.
Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- In America cars drive on the right side of the road.