Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a cannon that fires a high velocity projectile on a flat trajectory

listen to the pronunciation of a cannon that fires a high velocity projectile on a flat trajectory
İngilizce - Türkçe

a cannon that fires a high velocity projectile on a flat trajectory teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

gun
{i} tabanca

Tom elinde bir tabanca ile öldü. - Tom died with a gun in his hand.

Bu tabanca ile hedefe nişan al. - Aim at the target with this gun.

gun
ateşli silah

Ateşli silah kurbanlarıyla dolu çok sayıda ambulans vardı. - There were many ambulances filled with gunshot victims.

Tom bir ateşli silah yarasından şiddetli kanama geçiriyordu. - Tom was bleeding heavily from a gunshot wound.

gun
tüfek

Bir insanı bir havalı tüfekle öldürebilirsin. - You can kill a man with a BB gun.

Onlar tüfeklerle silahlandılar. - They armed themselves with guns.

gun
{f} ateş et

Mary ona ateş ettiğinde Tom silahına uzanıp almaya çalışıyordu. - Tom was reaching for his gun when Mary shot him.

Tom silahını çekti ve ateş etti. - Tom drew his gun and shot.

gun
{f} ateş etmek
gun
{i} top

Toplar bütün gece gümbürdedi. - The guns thundered away all night.

Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu. - Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.

gun
(fiil) ateş etmek, vurmak, avlamak, tam gaz vermek (otomobil)
gun
{f} avlamak
gun
gun carriage top kundağı ve arabası
gun
(isim) silâh, top, tüfek, tabanca, pompa, silâhlı kimse, avcı
gun
{i} avcı

Avcı silaha cephane koydu. - The hunter put ammunition in the gun.

gun
ABD

ABD silahlı cinayet oranı diğer yoğun nüfuslu, yüksek gelirli ülkelere göre 15 kat daha yüksektir. - The U.S. gun homicide rate is 15 times higher than other populous, high income countries.

Neden ABD hükümeti insanların silah almalarına izin verdi? - Why does the US government let people have guns?

gun
{i} silâhlı kimse
gun
{f} (motoru) birdenbire tam gazla çalıştırmak; (arabayı) birdenbire tam gaz sürmek
gun
(Askeri) TOP: Nispeten uzun bir namluya, yüksek ilk hıza ve yatık bir mermi yoluna sahip olan ve insan tarafından taşınmayan bir silah. Bir top; kundağı motorlu, tekerlekli, tırtıllı veya çekili olabilir. Namlu uzunluğu, çapın 30 veya daha fazla katı olan topçu silahı. Bak. "howitzer; mortar"
gun
tüfekle avlamak
gun
{f} vurmak

Birbirlerini vurmak için silahlarını kullandılar. - They used their guns to hit each other.

İngilizce - İngilizce
gun
a cannon that fires a high velocity projectile on a flat trajectory

    Heceleme

    a Can·non that fires a high ve·loc·i·ty pro·jec·tile on a flat tra·jec·to·ry

    Türkçe nasıl söylenir

    ı känın dhıt fayrz ı hay vıläsıti prıcektayl ôn ı flät trıcektıri

    Telaffuz

    /ə ˈkanən ᴛʜət ˈfīrz ə ˈhī vəˈläsətē prəˈʤektīl ˈôn ə ˈflat trəˈʤektərē/ /ə ˈkænən ðət ˈfaɪrz ə ˈhaɪ vəˈlɑːsətiː prəˈʤɛktaɪl ˈɔːn ə ˈflæt trəˈʤɛktɜriː/