İki kabloyu birlikte bağla.
- Connect the two cables together.
Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
- Tom has a drawer full of USB cables.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Tom'un bir kablolu TV'si yok.
- Tom doesn't have cable TV.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.
- The electrician will come and fix the cable next week.
Kablo elektrikli değil.
- The cable is not electrified.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Halatlardan biri koptuğunda köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables snapped.
Halatlardan biri kopunca köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables broke.
I tried to watch the movie last night but my cable was out.
... So you can't put the interior in without this cable. ...
... Each fiber optic cable can carry all the bandwidth that's ...