a bun

listen to the pronunciation of a bun
İngilizce - Türkçe

a bun teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bun
topuz

Mary saçını topuz yaptı. - Mary did her hair in a bun.

O, saçını topuz yapar. - She wears her hair in a bun.

cookie
kurabiye

Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır. - The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.

Kurabiyeleri çalarken belirlendi. - He was spotted stealing cookies.

cookie
{i} biri

Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim. - I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.

Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim? - Would it be OK if I ate one of these cookies?

bun
{i} topuz (saç)
cookie
smart cookie açıkgöz kimse
cookie
{i} kurabiye, (tatlı) çörek, (tatlı) kuru pasta; (tatlı) bisküvi
bun
kurabiye

Tavşan şeklinde bazı kurabiyeler yaptım. - I made some bunny-shaped cookies.

Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var. - Hey, did you hear? Susan has a bun in the oven.

bun
tavşan

Tavşan şeklinde bazı kurabiyeler yaptım. - I made some bunny-shaped cookies.

Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi. - Tom gave his daughter a stuffed bunny.

bun
topuz saç
cookie
(Gıda) kraker
cookie
(Bilgisayar) tanımlama bilgisi
bun
(saç) topuz
bun
çörek şeklinde kıvırımış saç
cookie
bisküvi

Onlar bir kutu bisküvi aldılar. - They bought a box of cookies.

Lütfen bisküvilere buyurun. - Please help yourself to the cookies.

cookie
adam

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

bun
Hamburger ekmeği

Kaç tane hamburger ekmeği aldın. - How many hamburger buns did you buy?

bun
{i} top

O, saçını topuz yapar. - She wears her hair in a bun.

Mary saçını topuz yaptı. - Mary did her hair in a bun.

bun
{i} çörek

Biz uyandığımızda büyükbabam kahvaltı için taze çörekler getirmişti. - When we woke up, Grandfather had brought fresh buns for breakfast.

Dün iki tane buğulanmış çörek satın aldım. - Yesterday I bought two steamed buns.

bun
{i} topuz: She wears her hair in a bun. Saçını hep topuz yapıyor
bun
çörek/topuz
cookie
tatlı bisküvi
cookie
şahıs
cookie
{i} bebek

Bebek Kate tarafından yetiştirildi. - Cookie was raised by Kate.

cookie
{i} çekici kadın
cookie
{i} çörek

Tom'a biraz süt ve çörek verdim. - I gave Tom some milk and cookies.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

cookie
kadın/adam/kurabiye
Türkçe - Türkçe

a bun teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

BUN
(Osmanlı Dönemi) Rahim
BUN
(Osmanlı Dönemi) Kolay, suhûletli
BUN
(Osmanlı Dönemi) f. Nihâyet, dip
BUN
(Osmanlı Dönemi) Temizlenmiş olan koyun bağırsağı
bun
Sıkıntı
bun
Sıkıntı: "Soluğunu kesen acı, göğsünü sıkıştıran bun sancılarına benzemiyordu."- A. İlhan
bun
Sıkıntı, dert
İngilizce - İngilizce
cookie
BUN
Blood, urea, nitrogen
bun
A tight roll of hair worn at the back of the head
bun
A small bread roll, often sweetened or spiced
bun
A drunken spree
bun
A newbie
bun
{n} a smll kind of cake or sweet bread
BUN
(Medicine) waste product created during the metabolic process and excreted into the blood (can be used as an indication of renal function)
bun
A measure of the urea level in the blood Urea is cleared by the kidney BUN is a laboratory blood test to assess how well the kidney is functioning Diseases, such as myeloma, which compromise kidney function, frequently lead to increased levels of BUN
bun
A segment of foam cut off from continuously produced slabstock type of foam
bun
A segment of foam cut off from continuously produced slab stock type of foam
bun
The buttocks
bun
Blood Urea Nitrogen, a blood test that helps determine kidney function Urea is a waste product of protein breakdown in the body
bun
If a woman has her hair in a bun, she has fastened it tightly on top of her head or at the back of her head in the shape of a ball
bun
BUN stands for blood urea nitrogen, a waste product normally excreted by the kidney Your BUN value represents how well your kidneys function
bun
stands for blood urea nitrogen, a waste product normally excreted by the kidney Your BUN value represents how well the kidneys function
bun
(blood urea and nitrogen): A blood test that measures kidney and liver function
bun
Buns are small sweet cakes. They often have icing on the top
bun
{i} sweet roll, any of various bread rolls; twist of hair worn at the back of the head
bun
A n00b
bun
Buns are small bread rolls. They are sometimes sweet and may contain dried fruit or spices. a currant bun
bun
A small bread roll, oftened sweetened or spiced
bun
Abbreviation for blood urea nitrogen A test often used as a measurement of kidney function
bun
: A drunken spree
bun
blood urea nitrogen
bun
Blood Urea Nitrogen, a blood test that can show how well the liver and kidneys are working
bun
A segment of FPF cut off from continuously produced slabstock type of FPF
bun
- Blood urea nitrogen (BUN) is a waste product usually excreted by your kidneys BUN values can rise when your kidneys are not working properly or when you are dehydrated
bun
small rounded bread either plain or sweet
bun
A slightly sweetened raised cake or bisquit with a glazing of sugar and milk on the top crust
Türkçe - İngilizce

a bun teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

bun
distress
bun
depression

Fadil was born during the Great Depression. - Fadıl, Büyük Bunalım sırasında doğdu.

The Great Depression was the golden age of gangsters. - Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.

bun
boredom
bun
distress, depression, boredom
a bun