O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
- The trees are beginning to bud.
Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.
- All you have to do to take a picture is push this button.
Tüm yapmanız gereken düğmeye basmaktır.
- All you have to do is press the button.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
Tom ve ben balıkçılık arkadaşlarıyız.
- Tom and I are fishing buddies.
Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
Lütfen bu düğmeleri dik.
- Please sew these buttons on.
Düğmelerden biri paltomdan koptu.
- One of the buttons has come off my coat.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
- The trees are beginning to bud.
Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor.
- The trees are budding early this year.
Tom, Kızılhaç rozeti takıyor.
- Tom is wearing a Red Cross button.
Bir bilet almak için sadece butona basmalısın.
- You have only to push the button to get a ticket.
Tom yanlış butona basmış olmalı.
- Tom must have pushed the wrong button.
Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
Tomurcuklar açmaya başladı.
- The buds began to open.
O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
I'd like a Bud, please.
Yeast reproduces by budding.
The trees are finally starting to bud.
I like to hang out with my buds on Saturday night.
Hey bro, want to smoke some bud?.
In this slide, you can see a yeast cell forming buds.