Tom bana ilginç bir metin gönderdi.
- Tom sent me an interesting text.
Bu metini çevirmek için vaktim yok.
- I don't have time to translate this text.
Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
Onun konuşmasının tam metnini okuduk.
- We read the full text of his speech.
İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.
- Scotland is famous for its woollen textiles.
Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Valentina's mother worked in a textile plant.