İngilizce - Türkçe
a bounding with juice; succulent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- juicy
- {s} cıvık
- juicy
- {s} sulu
Büyük bahçede, onlar sulu ve vitamin açısından zengin olan turunçgiller yetiştiriyorlar.
-In the big orchard, they grow citrus fruits that are juicy and rich in vitamins.
Geçen Noelde çok lezzetli, sulu jambon yedim.
-I ate lots of delicious, juicy ham last Christmas.
- juicy
- ilginç
- juicy
- merak uyandırıcı
- juicy
- meraklı
- juicy
- {s} çekici
- juicy
- {s} k.dili. herkesin merak ettiği (ayrıntılar); herkesin merak ettiği ayrıntılarla dolu
- juicy
- {s} ağız sulandırıcı
- juicy
- {s} kârlı
- juicy
- {s} özlü
- juicy
- sululuk
- juicy
- cazip
- juicy
- juicinessözlülük
- juicy
- ilginç/cazip/sulu
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a bounding with juice; succulent teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- juicy
a bounding with juice; succulent
Heceleme
a bounding with juice; suc·cu·lentTelaffuz
Resimler
Favoriler