O, popomdaki bir ağrıdan daha fazlasıdır.
- He's more than a pain in my ass.
Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
O proje üzerinde eşek gibi çalıştım.
- I worked my ass off on that project.
Çabuk buraya gel, seni aptal!
- Get your ass over here, you idiot!
Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.
- Excuse me if I call you an asshole, but that's what I think you are.
Bütün saygımla, Sayın Başkan, sen bir götsün!
- With all due respect, Mr. President, you are an asshole!