Bir koyun olmamak için, ama bir koyun almak için pazara gidin.
- You go to the bazaar not to become a sheep, but to buy sheep.
Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.
- The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
Çarşının etrafında dolaşalım.
- Let's stroll around the bazaar!
Garip değil mi? - Yabancı biri yerli birine çarşıda nasıl pazarlık yapılacağını gösteriyor.
- Isn't it strange?--A foreigner showing a local how to bargain at the bazaar.