O, muharebede yaralandı.
- He was wounded in battle.
Savaş alanında defalarca kefeni yırttı.
- He cheated death many times on the battlefield.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Kısa bir çatışmadan sonra kasabayı ele geçirdik.
- We seized the town after a short battle.
Tom silahlı çatışmadan sağ salim kaçtı.
- Tom escaped the gun battle alive and well.
Oğlan ciddi bir hastalıkla mücadele etti.
- The boy battled against a serious illness.
Greenpeace çevreyi korumak için büyük bir mücadele veriyor.
- Greenpeace is fighting an uphill battle to save the environment.
Gerçekten bir kavga istemiyorum.
- I really don't want a battle.
Brezlya Olimpiyat oyunlarına evsahipliği yapıyor.
- Brazil is hosting the Olympic Games.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
- We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
Ben hastalıkla mücadele edeceğim.
- I will battle with illness.
Sen bütün çarpışmaları kazanabilirsin ama savaşı kaybedebilirsin.
- You can win all the battles yet lose the war.
Ben kendi savaşımı veriyorum.
- I fight my own battles.
The cavalry, by way of distinction, was called the battle, and on it alone depended the fate of every action. - William Robertson.
... Battle of Hastings, creating the modern British monarchy. In fact, British history dates ...
... tedious rational battle to improve the efficiency everything I'll sing it dried ...