Tom şu anda lise bandosunda ilk trompetini çalıyor.
- Tom currently plays first trumpet in his high school band.
Bando çeşitli marşlar çaldı.
- The band played several marches.
Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.
- My band will perform this week at Chuck's Bar and Grill. Please come and see us.
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Tom okul orkestrasında klarnet çalar.
- Tom plays clarinet in the school band.
Tom orkestra üyelerinden bazıları ile tanışıp tanışamayacağını görmek için kulise gitti.
- Tom went backstage to see if he could meet some of the band members.
Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
- There were a lot of great bands at the festival.
Bir sürü paket lastiğim var.
- I have lots of rubber bands.
Bu hizmeti kullanmak için yeterli bant genişliğine sahip değiliz.
- We don't have enough bandwidth to use that service.
Bu gece kaç tane müzik grubu çalıyor olacak?
- How many bands will be playing tonight?
Birkaç ay sonra o rock müzik grubunu terk etti.
- A few months later he left the rock band.
Tom Mary'nin sargılı bileklerini fark etti.
- Tom noticed Mary's bandaged wrists.
Sargınızı değiştirmeliyiz.
- We need to change your bandage.
When the police entered the basement, they found Tom tied to a chair with duct tape over his mouth.
- Polisler bodruma girdiğinde Tom'u ağzında bir koli bandıyla bir sandalyeye bağlı buldular.
Tom handed Mary the roll of masking tape.
- Tom maskeleme bandı rulosunu Mary'ye uzattı.
... band in the developed countries. ...
... you know what, we're going to put this Band-Aid on your knee ...