My wife has the strange habit of pilfering wads of toilet paper from public restrooms. - Karımın kamu tuvaletlerinden tuvalet kağıdı tomarlarını aşırmak gibi tuhaf alışkanlığı var.
to get (something) over (a high place); to propel (something) over (the heads of others); to transport, convey (goods) through (one place) to (another place)
Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek: "Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır."- Atasözü. Çalmak, çalıp götürmek, araklamak: "Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?"- H. R. Gürpınar