aşırı derecede

listen to the pronunciation of aşırı derecede
Türkçe - İngilizce
heavily

Tom is breathing heavily. - Tom aşırı derecede nefes alıyor.

Bill hates that his father smokes heavily. - Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.

extremely

This is extremely hard for him. - Bu onun için aşırı derecede zordur.

Tom seems extremely excited. - Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.

excessively
heartily
intensely
unduly
unco
overly

I think Tom is overly optimistic. - Sanırım Tom aşırı derecede iyimser.

That's an overly optimistic view. - Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.

parlous
in the extreme
exceedingly

Ann is exceedingly fond of chocolate. - Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.

Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply. - Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.

fantastically
unusually

I hear that you are having an unusually cold winter. - Aşırı derecede soğuk bir kış yaşadığınızı duydum.

The weather is unusually cold. - Hava aşırı derecede soğuk.

enormously

I enjoyed myself enormously, believe me. - Aşırı derecede eğlendim, inan bana.

to death
crass
terrible
{s} riotous
{s} plethoric
to a fault
aşırı derece
extremity
aşırı derece
extreme

Tom seems extremely excited. - Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.

Tom said he was extremely tired. - Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.

Türkçe - Türkçe
gayetle
Aşırı derece
zül
Aşırı derece
dereke
aşırı derecede