Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
He whispered to me that he was hungry.
- O, bana aç olduğunu fısıldadı.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
Keep your eyes open, it's going to happen fast.
- Gözlerinizi açık tutun, hızlı olacak.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
Tom spent fifteen minutes trying to pry open the drawer with a crowbar, but he couldn't get it opened.
- Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.
The file cabinet drawers are open.
- Dosya dolabı çekmeceleri açıktır.
All the cherry trees in the park are in full bloom.
- Parktaki tüm kiraz ağaçları tamamen çiçek açmış.
Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.
At the inauguration ceremony a plaque was unveiled in honor of the founder.
- Açılış töreninde kurucunun şerefine bir plaket verildi.
The automaker will unveil its new line of sports cars tomorrow.
- Otomobil üreticisi yarın spor arabaların yeni çizgisini açıklayacak.
May I switch on the light?
- Işığı açabilir miyim?
He knows how to switch on the lamp.
- O, lambayı nasıl açacağını biliyor.
Tom opened the envelope, pulled out the letter and unfolded it.
- Tom zarfı açtı, mektubu çıkardı ve onu açtı.
Tom unfolded the blanket and wrapped it around himself.
- Tom battaniyeyi açtı ve onu kendi etrafına sardı.
Tatoeba is open source.
- Tatoeba açık kaynaklıdır.
Twitter loves open source.
- Twitter, açık kaynağı sever.
I told you not to turn on the lights.
- Sana ışıkları açmamanı söyledim.
Please turn on the television.
- Lütfen televizyonu aç.
Do you mind opening the window?
- Pencereyi açar mısın?
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Tom seemed to be famished.
- Tom çok aç görünüyordu.
Tom said that he was famished.
- Tom Mary'nin çok aç olduğunu söyledi.
I sat back in the armchair and opened the book.
- Ben, koltukta yaslandım ve kitabı açtım.
The door opened automatically.
- Kapı otomatik olarak açıldı.
I should finish unpacking.
- Paketi açmayı bitirmeliyim.
Tom is in the other room, unpacking boxes.
- Tom diğer odada kutuları açıyor.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
We uncovered this arcane.
- Biz bu gizemi açığa çıkardık.
He disclosed my secret.
- O, sırrımı açığa çıkardı.
She would not disclose the secret.
- Sırrı açığa vurmazdı.
Speech exposes what the brain is worth.
- Konuşma, beynin değerini açığa vurur.
Dan rejected Linda's idea to expose everything to the press.
- Dan, Linda'nın her şeyi basına açıklama fikrini reddetti.
Tom unlocked the front gate.
- Tom ön kapının kilidini açtı.
Tom unlocked the front door.
- Tom ön kapının kilidini açtı.
Tom opened the trunk and found it empty.
- Tom bagajı açtı ve onu boş buldu.
You shouldn't be drinking on an empty stomach.
- Aç karnına içki içmemelisin.
It's possible that Tom doesn't know how to unclog a sink.
- Tom'un lavaboyu nasıl açacağını bilmemesi mümkündür.
I might be able to help you unclog your sink.
- Lavabonun tıkanıklığını açmana yardım edebilirim.
Tom unscrewed the cap and handed the jar to Mary.
- Tom kapağı açtı ve kavanozu Mary'ye uzattı.