Tom doesn't get outdoors much.
- Tom çok açık havaya çıkmaz.
Generally speaking, children like to play outdoors.
- Genelde çocuklar açık havada oynamayı sever.
We had a party in the open.
- Bizim açık havada bir partimiz vardı.
The open-air concert was cancelled because of the rain.
- Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.