Frankly speaking, you haven't tried your best.
- Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz.
Frankly speaking, you made a mistake.
- Açıkçası, bir hata yaptın.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Bu, açıkçası, bir hata.
Strictly speaking, the earth is not round.
- Açıkçası dünya yuvarlak değil.
Frankly speaking, his speeches are always dull.
- Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
Frankly speaking, I don't like her.
- Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Açıkçası, bu bir hata.
This is, strictly speaking, a mistake.
- Bu, açıkçası, bir hata.
Obviously, this cannot be the work of one person. This is why Tatoeba is collaborative.
- Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.
Obviously, he's not that kind of person.
- Açıkçası , o, o tür bir insan değil.