Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.
Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.
- The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.
Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.
- Tom was struck by lightning and died.
Yıldırım kuleye isabet etti.
- Lightning hit that tower.
Bir kalp krizi çoğunlukla mavi gökyüzünden gelen bir şimşek gibi gelir.
- A heart attack often comes like lightning from a blue sky.
Güneş bizi ışık ve ısı verir.
- The sun gives us light and heat.
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
- It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
Dışarısı hâlâ aydınlık.
- It's still light outside.
Sorumluluk omuzda hafiftir.
- The burden is light on the shoulder.
Genellikle hafif bir kahvaltı yaparım.
- I usually have a light breakfast.
Onun yüzünü loş bir ışıkta gördüm.
- I saw his face in the dim light.
Lütfen gittiğinizde ışıkları kapatınız.
- Please turn out the lights when you leave.
Gözümde nursun ...ve başımda tacın.
- You're the light of my eyes ... and crown of my head.
Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.
- The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.
Bu bina bir paratonere sahip.
- This building has a lightning rod.
Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
- What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.
- The dog hid under the bed whenever lightning flashed.
İyi olması için pâte brisée ince ve dilimler hâlinde olmalıdır.
- To be good, pâte brisée should be light and flaky.
Yeni dizüstü bilgisayarım eskisinden daha ince ve daha hafif.
- My new laptop is thinner and lighter than my old one.
Bir mum yakmak karanlığı lanetlemekten daha iyidir.
- It is better to light a candle than to curse the darkness.
Onun yeşil gözleri ve açık kahverengi saçı var.
- She has green eyes and light brown hair.
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
Tom lamba anahtarını açtı.
- Tom clicked the light switch on.
Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
- The red lamp lights up in case of danger.
Tom tüm kibriti tüketti bu yüzden ateşi yakamadı.
- Tom ran out of matches so he couldn't light the fire.
Sigaran ve ateşin var mı?
- Have you got a cigarette and a light?
Yükü hafifletmek zorundayız.
- We have to lighten the load.
Tom Mary'yi dudaklarından hafifçe öptü.
- Tom kissed Mary lightly on the lips.
Her zaman hafifçe giyinirim.
- I dress lightly all the time.
Bu ayakkabılar ışıklı.
- These shoes have lights in them.
Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
- What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
Işık dalgaları uzayda ve farklı türde malzemelerde yolculuk ederler.
- Light waves travel through space and various kinds of materials.
Genellikle az eşya ile seyahat etmeye çalışırım.
- I usually try to travel light.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Meydan parlak ışıklarla aydınlatıldı.
- The square was illuminated by bright lights.
Parlak ışık Markku'yu rahatsız etti.
- The bright light disturbed Markku.
Karanlık pencereden gelen bir ışık pırıltısı vardı.
- There was a glimmer of light from the dark window.
Bu resmi çakmakla yak.
- Burn this picture with a lighter.
Tom tüm kibriti tüketti bu yüzden ateşi yakamadı.
- Tom ran out of matches so he couldn't light the fire.
Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.
- Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.
Bir güneş tutulması ay güneş ışığını engellediği zaman olur.
- A solar eclipse is when the Moon blocks the light from the Sun.
Tom yemek odası lambasını açtı.
- Tom flipped on the dining room light.
Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.
- Sun lights the landscape, pain illuminates the soul.
Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı.
- Fadil's devastating fate finally came to light.
Lütfen ışığı açar mısınız?
- Could you turn on the light please?
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
- It can harm your eyes to read in the sun's light.
Tom, deniz feneri bekçisi ve yalnız bir hayat sürüyor.
- Tom is a lighthouse keeper and leads a lonely life.
Hâlâ deniz fenerine gitmek istiyor musun?
- Do you still want to go to the lighthouse?
Nobs, though, was lightning by comparison with the slow thinking beast and dodged his opponent's thrust with ease. Then he raced to the rear of the tremendous thing and seized it by the tail.
I don't know, Father, but believe me, it has been a horrible night — one that I'll never forget. It thundered and lightninged, and I was very hungry.
That tree was hit by lightning.
You have to take your hat off to them. They've moved like greased lightning. I should have remembered about them. Slippery as a 'barrel load of eels' they are.
Long after lay he musing at her mood, / Much grieu'd to thinke that gentle Dame so light, / For whose defence he was to shed his blood.
I made some light comment, and we moved on.
This artist clearly had a light, flowing touch.
I prefer to travel light.
She lit her last match.
Can you throw any light on this problem?.
Picasso was one of the leading lights of the cubist movement.
Now these notions are twofold, actions or habits , which are durable lights and notions, which we may use when we will.
The average length of a light on a 15x15 grid is 7 or 8.
She fell out of the window but luckily lit on her feet.
This light beer still gets you drunk if you have enough of it.
We took a light aircraft down to the city.
I lit upon a rare book in a second-hand bookseller's.
My bag was much lighter once I had dropped off the books.
... Other planets and moons have lightning and lava. ...
... The telegraph and telephone move messages at lightning speed. ...