They set up a bronze statue of the hero.
- Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
Everybody praised his heroism.
- Herkes onun kahramanlığını övdü.
It was heroic of them to oppose the enemy.
- Düşmana karşı koymak onların kahramanlığıydı.
That doesn't seem very heroic.
- O çok kahramanca görünmüyor.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
Ancient people liked to tell stories of bravery.
- Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
- Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
Raskolnikov is the protagonist of the book of Crime and Punishment written by Dostoevsky.
- Raskolnikov, Dostoyevski tarafından yazılan Suç ve Ceza isimli kitabının baş kahramanıdır.
Alain is the human protagonist of the novel.
- Alain romanın insan kahramanıdır.
They have played heroines.
- Onlar kadın kahramanları oynadılar.
The boy spends hours drawing short stories about superheroes.
- Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor.
He is not some superhero.
- O bir süper kahraman değil.
You guys are my heroes.
- Siz benim kahramanlarımsınız.
Batman and Robin are the only heroes in Gotham.
- Batman ve Robin, Gotham'daki tek kahramanlardır.