Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.
- Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.
- Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler.
- Some teachers have a great effect on their students.
Yerli bir konuşmacı olmana rağmen etkili bir casus olmak için sınavı geçebilmek zorunda olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think you have to be able to pass for a native speaker to be an effective spy?
Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
- Tom sold all of his belongings.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
- Tom sold all of his belongings.
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.
- Cause and effect react upon each other.
Tom tüm varlıklarını kaybetti.
- Tom lost all his belongings.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
- His speech was an effective apology for the Government's policies.
Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.
- Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.
Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
- The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
Henüz ilacın yan etkilerini bilmiyoruz.
- We don't yet know the side effects of the drug.
Bu işlevin yan etkileri yoktur.
- The function has no side effects.
Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?
- Who left their belongings in the meeting room?
O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.
- She asked him to leave and take all his belongings.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
- Brian left his belongings behind.
O gerçekten etkiliydi.
- That was really effective.
Yasa hâlâ yürürlüktedir.
- The law is still in effect.
Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.
- I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.
Ressam bu efekti nasıl alır?
- How does the painter get that effect?
Ezberleme yöntemleri genellikle efektiftir.
- The methods of forced memorization are often effective.
Aslında, balın yaratıcıları çiçeklerdir.
- In effect, flowers are the creators of honey.
The best way to effect change is to work with existing stakeholders.
Doppler effect.
The effect of flying was most convincing.
The effect of the hurricane was a devastated landscape.
... Now, let's talk about one of those effects. ...
... And you've got incredible special effects, great script, ...