: to provide places to sit

listen to the pronunciation of : to provide places to sit
İngilizce - Türkçe

: to provide places to sit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

seat
oturtmak
seat
{i} koltuk

Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

Erken geldi,bu yüzden iyi bir koltuk buldu. - He came first. Therefore he got a good seat.

seat
(Otomotiv) oturma yüzeyi
seat
{f} oturağını tamir etmek
seat
{i} sandalye

Parti için sandalyeler ayırtıldı. - The seats were reserved for the party.

On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı? - Are there enough chairs to seat 12 people?

seat
borsada üyelik hakkı
seat
oturma yeri
seat
iskemle
seat
kişilik oturma kapasitesi olmak
seat
yer

İyi bir yer alabilmek için Tom erken geldi. - Tom showed up early so he could get a good seat.

Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı. - Tom got into the driver's seat and drove off.

seat
merkez
seat
{f} oturma yerini onarmak
seat
oturacak yer temin etmek
seat
{i} pantolon kıçı
seat
konut
seat
{f} almak (salon)
seat
{f} kıçını tamir etmek (pantolon)
seat
meclis veya borsada üyelik hakkı
seat
{i} koltuk, mevki, makam, yer: He lost his seat in the
İngilizce - İngilizce
seat

This classroom seats two hundred students.

: to provide places to sit