-yazmak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- Yazmak
- type
Her job was to type all the letters.
- Onun görevi bütün mektupları yazmaktı.
- reçete yazmak
- prescribe
- yazmak
- (İnşaat) write
I'm going to ask him for an autograph. Do you have anything to write with?
- Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?
He never fails to write to his mother every week.
- O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- yeniden yazmak
- rewrite
Did you have to rewrite the paper?
- Kağıdı yeniden yazmak zorunda mıydın?
- çalışma saatlerini yazmak
- schedule
- kurşunkalemle yazmak
- pencil
- kopyasını yazmak
- transcribe
- yanlış yazmak
- misspell
I don't want to misspell anything.
- Bir şeyi yanlış yazmak istemiyorum.
- yazmak
- draw
- yazmak
- draw up
- yazmak
- enter
You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
- Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
- yeni baştan yazmak
- rewrite
- altına yazmak
- subscribe
- daktilo ile yazmak
- type
- italik harflerle yazmak
- italicize
- tekrar yazmak
- rewrite
Tom had to rewrite his essay.
- Tom makalesini tekrar yazmak zorundaydı.
- yazmak
- enroll
- tebeşirle yazmak
- chalk
It is not easy to write with chalk.
- Tebeşirle yazmak kolay değil.
Writing with chalk is trivial.
- Tebeşirle yazmak saçmadır.
- asker yazmak
- enlist
- asker yazmak
- enroll
- ceza yazmak
- fine
- fatura yazmak
- invoice
- gider yazmak
- (Ticaret) write off
- hepsini yazmak
- write out
- kitap yazmak
- write a book
- makale yazmak
- write an article
- mektup yazmak
- write a letter
- senaryo yazmak
- write script
- tarih yazmak
- chronicle
- yazmak
- get something down
- yazmak
- (Denizbilim) graphic
- yazmak
- write something down
- yazmak
- engross
- yazmak
- enrol
- yazmak
- take
Getting down will take three hours.
- Yazmak üç saat sürecek.
How long did it take you to write the letter?
- Mektubu yazmak ne kadar zamanını aldı?
- yazmak
- clerk
- yazmak
- author
- yazmak
- prescribe
- yazmak
- jot
- yazmak
- get down
- yazmak
- put
Every writer, in order to write clearly, must put himself in his reader's shoes.
- Her yazar açıkça yazmak için kendini okuyucunun yerine koymalı.
Tom quit writing and put down his pen.
- Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı.
- yazmak
- jot down
- yazmak
- writing
He never stopped writing.
- O, yazmaktan asla vazgeçmedi.
The true secret of writing a good letter is to write as if you were talking.
- İyi bir mektup yazmanın gerçek sırrı sanki konuşuyormuşsun gibi yazmaktır.
- yazmak
- print in
- yazmak
- put something down
- yazmak
- (Kanun) word
I would like to write hundreds of words more to Tatoeba but I have to go back to my work.
- Tatoeba'ya daha yüzlerce kelime yazmak istiyorum, fakat işime dönmem lazım.
Writing is easy. All you have to do is cross out the wrong words.
- Yazmak kolaydır. Yapmak zorunda olduğun tek şey yanlış kelimeleri silmektir.
- yazmak
- transcribe
- yazmak
- take something down
- yazmak (yazıt)
- inscribe
- çek yazmak
- write a cheque
- çek yazmak
- draw a cheque
- yazmak
- draw sth up
- yazmak
- make out
- yazmak
- take down
- yazmak
- commit to writing
- yazmak
- contribute
- yazmak
- mark down
- acele ile yazmak
- scratch
- baş harflerini yazmak
- initialize
- yazmak
- compose
- başkasının adına yazmak
- ghost
- madde madde yazmak
- Article Writing Article
- mesaj yazmak
- (Cell phone) text
- tarih yazmak
- Make history
- yazmak
- write down
I must write down his address before I forget it.
- Ben onu unutmadan önce onun adresini yazmak zorundayım.
Please use a pencil to write down your name.
- Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.
- yazmak
- commit to paper
- yazmak
- clock up
- yazmak
- conceive
- yazı yazmak
- write
- YAZMAK
- burnin
- acele ile yazmak
- dash off
- acele ile yazmak
- scrawl
- acele ile yazmak
- dash down
- acele ile yazmak
- scrabble
- adres yazmak
- to address
- adres yazmak
- address
- adres yazmak
- mark with an address (as in a letter or package); direct
- adını yazmak
- enrol
- akıcı bir dille yazmak
- have a fluent pen
- alnına yazmak
- foreordain
- alnına yazmak
- to predestine
- alnına yazmak
- predestine
- alnına yazmak
- predestinate
- altyazı yazmak
- subtitle
- altına yazmak
- underwrite
- arkasına yazmak
- indorse
- arkasına yazmak
- endorse
- asker yazmak
- to enroll or enlist (someone) in the army
- askere yazmak
- to enlist
- ayrıntıları ile yazmak
- itemize
- ayrıntılı yazmak
- expatiate
- ayrıntılı yazmak
- write up
- ağıt yazmak
- elegize
- ağıt yazmak
- elegize upon
- başka alfabe ile yazmak
- transliterate
- başka dilde yazmak
- write or spell in the alphabet of another language
- başka dilde yazmak
- transliterate
- başkasının adına yazmak
- ghostwrite
- başlık yazmak
- caption
- başyazı yazmak
- express one's personal opinion in an editorial or in the manner of an editorial
- başyazı yazmak
- editorialize
- buz üstüne yazı yazmak
- to waste one's time trying something impossible
- büyük harfle yazmak
- to capitalize
- büyük harflerle yazmak
- capitalize
- cetvele yazmak
- table
- cevap yazmak
- respond
- cevap yazmak
- write back
- ceza kesmek/yazmak
- to fine
- daktilo ile yazmak
- typewrite
- daktiloda yazmak
- typewrite
- daktiloda yazmak
- to type
- diet yazmak
- prescribe a diet
- dilekçe yazmak
- write a petition
- diyet yazmak
- prescribe a diet
- doktora tezi yazmak
- (Eğitim) write a doctorate thesis
- doğrudan yazmak
- to type through
- düzelterek yazmak
- rewrite
- düşük yazmak
- write down
- dışına yazmak
- superscribe
- edebikelâm ile yazmak
- euphemize
- elle yazmak
- handwrite
- eski tarihle yazmak
- predate
- eğri büğrü yazmak
- scribble
- fazla yazmak
- write up
- final listesine yazmak
- short list
- fonetik işaretlerle yazmak
- transcribe
- geliş zamanını yazmak
- clock in
- geliş zamanını yazmak
- clock on
- geçmiş tarihle yazmak
- predate
- günlüğe yazmak
- diarize
- hatıra defterine yazmak
- diarize
- hesabına yazmak
- to book sth to sb's account
- hesabına yazmak
- place to smb.'s account
- hesabına yazmak
- charge to smb.'s account
- hesapına yazmak
- to charge (something) to (someone's, a firm's) account. (...)
- hikâyesini yazmak
- write up
- iki satır yazmak
- drop a line
- iki satır yazmak
- drop smb. a line
- ilaç yazmak
- to prescribe medicine
- ilaç yazmak
- (doktor) prescribe
- ileriki tarihe yazmak
- post date
- imlâsını yazmak
- spell
- indekse yazmak
- index
- ismini yazmak
- sign
- içerlek yazmak
- to indent (a line of writing, a paragraph. etc.)
- jüri olarak yazmak
- empanel
- jüri olarak yazmak
- impanel
- kafiyeli yazmak
- rhyme
- kargacık burgacık yazmak
- to write in a scrawl
- kargacık burgacık yazmak
- to scrawl
- kargacık burgacık yazmak
- scribble down
- kargacık burgacık yazmak
- scrawl
- kargacık burgacık yazmak
- scribble
- kenara yazmak
- margin
- kinaye yazmak
- allegorize
- kitap harfiyle yazmak
- letter
- kredisine yazmak
- credit
- kırmızı yazmak
- rubricate
- kısa mektup yazmak
- drop smb. a line
- lirik tarzda yazmak
- lyricising
- lirik tarzda yazmak
- lyricise
- listeye yazmak
- list
- macera yazmak
- romance
- mektup yazmak
- write
I have to write a letter.
- Ben bir mektup yazmak zorundayım.
Do I have to write a letter?
- Mektup yazmak zorunda mıyım?
- mersiye vezniyle şiir yazmak
- elegise
- ne çek yazmak
- make a check payeble to
- niteliksiz yazılar yazmak
- ghost
- nota yazmak
- notate
- notalarını yazmak
- note
- okunaklı yazmak
- cross the t's
- okunaksız yazmak
- slur
- opsiyon sözleşmesi yazmak
- (Ticaret) writing an option
- opsiyon yazmak
- write an option
- partisyon yazmak
- score
- rapor yazmak
- draw up a report
- rapor yazmak
- to draw up a report
- resmi dille yazmak
- engross
- reçete yazmak
- write out a prescription
- romantik bir şekilde yazmak
- romanticize
- satır aralarına yazmak
- interline
- seyir defterine yazmak
- log
- sipariş üzerine yazı yazmak
- hack
- sonek olarak yazmak
- suffix
- steno ile yazmak
- steno
- steno ile yazmak
- stenograph
- sıkıcı bil dille yazmak
- prose
- tam olarak yazmak
- write out
- tamamını yazmak
- write out
- tarifeye yazmak
- schedule
- taşlama yazmak
- lampoon
- tebeşirle yazmak
- chalk up
- teminat mektubu yazmak
- write a letter of guarantee
- teminat mektubu yazmak
- draft a letter of guarantee
- tez yazmak
- do a thesis
- tez yazmak
- write a thesis
- tez yazmak
- write up a thesis
- tutanak yazmak
- record
- vardiyaya yazmak
- to schedule
- vasiyetini yazmak
- to make one's will
- yasak kitaplar listesine yazmak
- index
- yazmak
- grind out
- yazmak
- record
- yazmak
- reduce to writing
- yazmak
- burn-in , type , write , print , register
- yazmak
- note
Tom has his notebook out and is ready to write.
- Tom'un dışarıda bir not defterine sahip ve yazmak için hazır.
I wanted to write myself a little note.
- Kendim küçük bir not yazmak istedim.
- yazmak
- set
- yazmak
- note down
- yazmak
- set down
- yazmak
- put down
Tom quit writing and put down his pen.
- Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı.
- yazmak
- write out
You don't have to write out a clean copy of your composition.
- Sen kompozisyonunun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsin.
- yazmak
- indite
- yazmak
- to write; to write sth down, to put sth down, to get sth down, to take sth down; to enrol, to enroll, to register
- yazmak
- pen
Please use a pencil to write down your name.
- Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.
I have no pencil to write with.
- Yazmak için kurşun kalemim yok.
- yazmak
- to enroll, register; to enlist, sign (someone) on
- yazmak
- to write: Bana yazmayı unutma! Don't forget to write me! Tevhide teyzene Ahmet'in gelmesi için yazdım. I've written to your Aunt Tevhide saying that Ahmet is to come
- yazmak
- to put makeup, spangles, and various small pieces of jewelry on (a bride's) face. yaz boz tahtası school slate. yaz boz tahtasına çevirmek to confuse (a situation) by repeatedly reversing oneself, muddle (a situation) by repeatedly changing one's mind
- yazmak
- inscribe
- yazmak
- to write articles for, write for (a newspaper or magazine)
- yazmak
- put on paper
- yazmak
- register