Güneş enerjisinden bahsedelim.
- Let's talk about solar energy.
Güneş sistemimize en yakın yıldız Proxima Centauri'dir.
- The nearest star to our solar system is Proxima Centauri.
Three days after, the Great Sun, his brother, sent me another deer-skin of the same oil, to the quantity of forty pints. The most common sort sold this year at twenty sols a pint, and I was sure mine was not of the worst kind. -- History of Louisiana, M. Le Page Du Pratz.
She writes with her left hand.
- O, sol eliyle yazı yazar.
He was injured in his left leg in the accident.
- O, kazada sol bacağından yaralandı.
Tom is wearing a faded blue shirt.
- Tom soluk bir mavi gömlek giyiyor.
Flowers soon fade when they have been cut.
- Çiçekler koparıldığında kısa sürede soldu.
Tom only has one faded photograph of grandfather.
- Tom sadece büyükbabasının soluk bir fotoğrafına sahip.
The cloth's very faded.
- Kumaşın rengi çok soluk.
The flowers wilt without water.
- Çiçekler su olmadan solarlar.
A flower in the garden is wilting.
- Bahçedeki bir çiçek soluyor.
The flowers in the vase were wilted.
- Vazodaki çiçekler soldu.
Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
The computer is placed to the left of the women.
- Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.
The wardrobe stood to the left of the door.
- Gardırop kapının solunda duruyordu.
I have some numbness in my left hand.
- Benim sol elimde biraz uyuşma var.
I tried to write with my left hand.
- Ben sol elimle yazmaya çalıştım.
Tom eats, sleeps and breathes music.
- Tom yer, uyur ve müzik solur.
He looks pale. He must have drunk too much last night.
- O solgun görünüyor. O dün gece çok içmiş olmalı.
The regional council is dominated by the left wing.
- Bölgesel konsey sol kanattan hakimdir.