We don't want to cancel.
- İptal etmek istemeyiz.
Tom may have to cancel the party.
- Tom partiyi iptal etmek zorunda kalabilir.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
We have to call off the meeting.
- Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
I had to call off the party.
- Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.
I don't want to abort the mission now.
- Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.