He fetched a few cushions to prop up her head.
- Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.
We must work hard to promote world peace.
- Dünya barışını desteklemek için çok çalışmalıyız.
He worked hard to promote peace.
- O, barışı desteklemek için çok çalıştı.
I'm glad that you want to support this project.
- Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
He made a speech in support of the plan.
- Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli seni desteklemekten bıktım.
It's important to back up claims with evidence.
- İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
- Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
It's important to back up claims with evidence.
- İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
Tom stayed to back me up.
- Tom beni desteklemek için kaldı.
He fetched a few cushions to prop up her head.
- Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.