I don't want to ruin Tom's holiday.
- Tom'un tatilini bozmak istemiyorum.
I would've told you earlier, but I didn't want to ruin dinner.
- Sana daha önce söylerdim ama akşam yemeğini bozmak istemedim.
I don't want to spoil the surprise.
- Sürprizi bozmak istemiyorum.
I wouldn't want to spoil the surprise.
- Sürprizi bozmak istemiyorum.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
Tom told Mary that he wanted to break off the engagement.
- Tom Mary'ye nişanı bozmak istediğini söyledi.
We want to break off this negotiation.
- Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz.