I don't want to force you to go.
- Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
Persuasion is often more effectual than force.
- İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
I had to force Tom to take it.
- Onu alması için Tom'u zorlamak zorunda kaldım.
I didn't want to push my luck.
- Şansımı zorlamak istemedim.
You don't want to push yourself too hard.
- Kendini çok zorlamak istemiyorsun.
I don't want to pressure you.
- Seni zorlamak istemiyorum.
I don't want to pressure you.
- Seni zorlamak istemiyorum.