I bought a pendant to wear to the party.
- Partide takmak için bir kolye aldım.
He hates wearing a tie during the summer heat.
- O yaz sıcağı sırasında bir kravat takmaktan nefret eder.
You always like to trip me up, don't you?
- Bana çelme takmak her zaman hoşuna gidiyor, değil mi?
We always had to put on a safety belt in case we had an accident.
- Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.
Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
- Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.