And what we really want is to have many sentences in many — and any — languages.
- Ve bizim gerçekten istediğimiz çok sayıda-ve herhangi-dillerde çok sayıda cümlelere sahip olmaktır.
It is necessary to have a license to drive a car.
- Bir araba sürmek için bir ehliyete sahip olmak gereklidir.
Someday, I would like to possess a sailboat.
- Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
- Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.
I've always wanted to own a sports car.
- Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
Tom is the type of person who always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi yoluna sahip olmak zorunda olan insan türüdür.
Has having so much money made you happy?
- Bu kadar çok paraya sahip olmak seni mutlu etti mi?